Ehliyetimi nasıl aldım?

Selamlar ve en güzel dilekler üzerinize olsun efendim!

Geçen yazımızda 24 saat açık oluşumuzdan ve sektöre girişimizden bahsetmiştim. 24 saat açık olabilmek için, evde bizi bekleyen birilerinin olmaması gerekiyordu. Ve bekar olduğumuzdan rahattık. Ancak şoförümüz evlendi. İlk dönemlerde onun boşluğunu idare edebiliyorduk ancak zamanla başka birisine ihtiyaç duyuşumuz daha da arttı. Ancak bu yola beraber çıktığımız arkadaşımızı başka biriyle değiştirmek de istemiyorduk. Ayrıca yeniden birisine güvenmek de zordu tabii.

Aradan zaman geçti ve bize çok güzel 3 iş arka arkaya geldi. İlk kez şehirlerarası nakliyat yapacaktık. İstanbuldan Ankara’ya, ardından Ankara’dan İzmir’e, ve son olarak da İzmir’den tekrar İstanbul’a nakliyat yapacağımız üç iş arka arkaya gelmişti, ancak şans bu ya! Şoförümüzün de çocuğu doğmuştu ve bu işlerde bizimle olamayacaktı.

Acil bir şoför ihtiyacımız vardı, ben araç kullanabiliyordum ancak ehliyetim yoktu. Yapacak bir şey de yoktu çünkü bu iş kaçmazdı. “Bismillah” deyip oturdum direksiyona.

O 3 işi de başarıyla hallettikten sonra ehliyet çıkartmaya karar verdim. Acil durumlarda gerekebiliyordu, ayrıca kendime özel bir araç da alabilirdim ileride. Ehliyet için başvurumu yaptım ve ehliyetimi aldım. Bugünkü kadar zor değildi o zamanlar sınavlar.

Artık ehliyetim de vardı, evden eve nakliyat işinde gittikçe profesyonelleşiyordum.

Bu bölümlük benden bu kadar, sonraki bölümde görüşünceye kadar hoşçakalın!