Hikayemiz devam ediyor…

Merhabalar tekrardan, geçen bölümde nakliyat işine nasıl girdiğimden söz etmiştim biraz. Bu bölümdeyse nasıl evden eve nakliyat işine girdiğim hakkında bir şeyler karalayacağım.

Takım lideri vasfını kazanmaya başladıkça, artık başkalarının işlerini yapmaktan sıkılmıştım. Üstelik iş aldığım insanlar oldukça fazla para kazanmalarına rağmen, birçoğunun okuma yazması bile yoktu. Sonuçta 1990’ların Türkiye’si. Artık kararımı vermiştim, kendi işimi kuracaktım. İhtiyacım olanlar, alnının teri kurumadan yevmiyesini vereceğim işçi kardeşlerim, bir şoför ve müşteriydi. Çekirdek kadromu kurarak başladım işe. O zamanlar internet ve bilgisayar bu kadar yaygın olmadığından gazetelere ilanlar veriyorduk.

Tabii ki ilk birkaç ayımız zorluydu, yepyeni bir piyasaya atılıyorduk ve bu piyasanın kurtları vardı. Evden eve ve ofisten ofise nakliyat işi sandığımız kadar kolay da değildi. Ancak sektöre tutunmayı başardık.

Bu işi yapan insanların en büyük eksikliklerinden birisi de belirli çalışma saatleri olmasıydı. Oysa biz evden eve taşımacılığa yeni bir boyut kazandırmıştık, 24 saat açıktık. Bekar gençler olduğumuzdan kolaydı bizim için 24 saat açık olabilmek.

Ancak gün geldi ve evlenenlerimiz oldu, şoförsüz kaldığımız oldu. Bir sonraki bölümde şoförlüğe girişimi ve ehliyet alışımı anlatıyor olacağım.

Görüşünceye dek, hoşçakalın!

Alanur Nakliyat’ın Hikayesi

Merhabalar, öncelikle ilk yazımızda sizlerle buluşmak oldukça heyecan verici. Bugün evden eve taşımacılık ve nakliyat işine nasıl girdiğimize, 20 senelik deneyimimizi kazanana kadar neler yaşadığımıza dair bir giriş yapacağız.

Ben Şevket KÖSEM, 1979 doğumluyum. Çok genç yaşta İstanbul’a göç ettikten sonra, eve ekmek getirebilmek umuduyla iş aramaya koyuldum. Açıkçası oldukça meşakkatli bir süreçti. Günlerce iş arayıp durduktan sonra hala elim boştu. Bazen günümüz gençlerinin iş beğenmeme lükslerini görünce, maziyi hatırlayıp dertlendiğim bile oluyor.

Olsun, güzel günlerdi o günler. Sonunda bir iş bulmuştum. Kömür taşıması için iş arayan bir dükkan sahibine, eğer işçiniz yoksa ben taşırım demiştim. Özellikle işçiniz yoksa diye belirtmiştim, çünkü başkasının ekmeğinde değildi gözüm. Sağolsun iyi bir adamdı, peki dedi ve kabul etti.

Zamanla amatör olarak girdim bu taşımacılık işine. Başlarda tek tabanca olan ben, gün geçtikçe Allah’ın da nasip etmesiyle daha büyük işler almaya; daha çok güç gerektiren projelerde rol almaya başladım. Artık tek başıma yürütemeyeceğim işler olduğu için, yavaş yavaş benim gibi gurbette helal ekmeğinin peşinde olan dostlarla grup halinde çalışmaya başladım. Belki bir şirket değildik o zamanlar, ancak artık takım çalışmasını öğrenmiştim. Takım liderliği vasıflarımın geliştiğini hissediyordum.

İlerleyen bölümlerde, nasıl daha profesyonel çalışmaya ve nasıl evden eve nakliyat projelerine geçtiğimi de sizlerle paylaşıyor olacağım.

Bir sonraki görüşmemize değin, hoşçakalın!