Hikayemiz devam ediyor…

Merhabalar tekrardan, geçen bölümde nakliyat işine nasıl girdiğimden söz etmiştim biraz. Bu bölümdeyse nasıl evden eve nakliyat işine girdiğim hakkında bir şeyler karalayacağım.

Takım lideri vasfını kazanmaya başladıkça, artık başkalarının işlerini yapmaktan sıkılmıştım. Üstelik iş aldığım insanlar oldukça fazla para kazanmalarına rağmen, birçoğunun okuma yazması bile yoktu. Sonuçta 1990’ların Türkiye’si. Artık kararımı vermiştim, kendi işimi kuracaktım. İhtiyacım olanlar, alnının teri kurumadan yevmiyesini vereceğim işçi kardeşlerim, bir şoför ve müşteriydi. Çekirdek kadromu kurarak başladım işe. O zamanlar internet ve bilgisayar bu kadar yaygın olmadığından gazetelere ilanlar veriyorduk.

Tabii ki ilk birkaç ayımız zorluydu, yepyeni bir piyasaya atılıyorduk ve bu piyasanın kurtları vardı. Evden eve ve ofisten ofise nakliyat işi sandığımız kadar kolay da değildi. Ancak sektöre tutunmayı başardık.

Bu işi yapan insanların en büyük eksikliklerinden birisi de belirli çalışma saatleri olmasıydı. Oysa biz evden eve taşımacılığa yeni bir boyut kazandırmıştık, 24 saat açıktık. Bekar gençler olduğumuzdan kolaydı bizim için 24 saat açık olabilmek.

Ancak gün geldi ve evlenenlerimiz oldu, şoförsüz kaldığımız oldu. Bir sonraki bölümde şoförlüğe girişimi ve ehliyet alışımı anlatıyor olacağım.

Görüşünceye dek, hoşçakalın!